position o.s. (to do s.t.) Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • position o.s. (to do s.t.)
    1. -e uygun pozisyona girmek: The football player positioned himself for a goal. Futbolcu gol pozisyonuna girdi. 2. (bir şey yapabilmek için) zemin hazırlamak: He is positioning himself to become president. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için kendine zemin hazırlıyor.